25 Eylül 2023 Pazartesi
spot_img

 MÜHENDİSLİKTE İRADE MESELESİ

 

  13 Ağustos Cuma günü Cumhurbaşkanımız sel afetine maruz kalan bölgede açıklamalarda bulundu. Afet bölgesi ilanı, afetzedelerin zararlarının karşılanması ve diğer hususlar…

Bu yazı ile alakasına gelince…Dikkatimi çeken cümle şu…’Bundan sonra köprüleri kemerli yapacağız.’ Evet…İşte tamı tamına bu cümle…Bir tarafı ile beni yaralayan, diğer tarafı ile sevindiren cümle…Artık derelerin, nehirlerin üzerine yapılan köprüler kemerli olacak…

Yazılarımı takip eden dostlarımız şahittir. Yıllardır karayolları yetkililerine seslendim. Köprüleri kemerli yapın diye…Ne gibi? Atamız Selçuklu ve Osmanlının yaptığı gibi…Mimar Sinan’ın yaptığı gibi…Yüzyıllardır tarihi kemerli köprüleri sel almıyor.  Devletin yaptıkları ilk sel felaketinde su ile yeksan oluyor. İbret  alan, ders çıkaran yok. Yıkılanın aynısı yeniden yapılıyor. Birkaç yıl sonra, yine sel alıyor. Köprü mühendisliğinde kamu iradesi bu yönde…

Eyyy karayollarının köprü mühendisleri!…Sizde hiç akıl irade yok mu?..Bu necip milletin ekmeğini yiyorsunuz. Devletin verdiği maaş ile evinize evladınıza ekmek götürüyorsunuz. Haram zıkkım olmaz mı?.. Hiç utanma arlanma yok mu? Köprünün nasıl yapılacağını Cumhurbaşkanı söyleyecek öyle mi? Yazıklar olsun size…

Okuduğunuz okullara, sizi meslek sahibi yapan mühendislik diplomasına yazık değil mi?…İşte; iradesi olmayan, mesleğini icra etmekten aciz, sadece talimat ile iş yapmayı şiar edinen insanlar yetiştirir, yetki verirseniz olacağı bu…Yalnızca karayollarında mı?…Eski bir kamu çalışanı olarak itiraf edeyim ki, devletin bir çok kurumu böyle…

Oysa, ülkemiz inşaat sektöründe dünyanın ikinci büyük payına sahip…Bu bizi yanıltmasın…Türk inşaat firmaları dünyanın dört bir yanında çok büyük işlere imza atıyor…Tabii ki, özel sektör olarak…Özel sektörün mühendislikte iradesi dünya devleri ile yarışıyor. Devlet kurumları, özel sektörü 50 yıl geriden takip ediyor. Devletin köprü mühendisleri ise, tam 1000 yıl geride… Bilimde, mühendislikte yobazlık böyle bir şey olsa gerek…

Cumhurbaşkanımızın bu açıklaması bir tarafı ile beni yaraladı demiştim. Evet öyle…Bu memlekette köprünün nasıl yapılacağını cumhurbaşkanı tarif ediyorsa, devletin köprü mühendisleri diplomalarını yırtsınlar. Zerre  misgal yüzleri kızardı ise, o makamlardan derhal istifa etsinler. Haaa, bu teklifi onlar cumhurbaşkanına iletti iseler, daha da felaket…Acınası bir vaziyet…İradesiz, işini, yetkisini, görevini bilmeyen zavallı insanlar olduklarını beyan etmiş oldular. Talimat ile bilim, talimat ile mühendislik olmaz.

Sevindiren tarafı ise şudur. Hiç olmazsa bundan sonra köprüler doğru düzgün yapılır. Dağdan sel ile gelen odunlar, tomruklar köprüleri alıp götürmez. Talimat ile de olsa, işin doğrusu yapılır. Zararın neresinden dönülürse kardır misali…Bu kadar acı tecrübeden sonra…

İradesizlik, sorumsuzluk sadece bu sahada değil…Dere yatağına kurulan şehirlerden kim sorumlu?…Bozkurt ilçesinde Ezine çayının yatağının 400 metre genişlikte olduğunu ancak, sonradan 15 metreye daraltıldığını bir bilim adamı ifade etti. Dereyi, beton duvarların içine sıkıştırmışlar güya…Üstün zekalı varlıklar….Sel felaketinin en temel sebebi budur. Bunun sorumlusu kim?…Bunu yapan şehir plancısı, mimarı, mühendisi, siyasetçisi…Eğer vicdanları varsa, yürekleri sızladı mı?…İradesini, yetkisini insanları felakete götürecek şekilde kullananlar hesap vermeyecek mi?  Hayatını kaybeden onlarca insana yazık değil mi?…

Mesleğimiz icabı olsa gerek. Gezdiğim yerlerde, yapılaşma ve şehirciliğe dikkat ederim… Şehrin içinden geçen nehirin, istinat duvarının üstüne yapılan apartmanlar, kamu binaları gördüm. Bu projeleri yapan, uygulayan ve denetleyenler mühendislik mesleğine ihanet etmiyor mu? Özellikle, Karadeniz bölgesinde Bozkurt ilçesi benzeri akarsu yatağına kurulmuş 5-10 tane şehir sayabilirim. Derhal bu yerleşim birimleri taşınmalıdır. Bu iradeyi devletten, yerel yönetimlerden bekliyoruz. Rahmetli Yıldıray Çınar’ın yanık sesinden ‘Çarşambayı sel aldı’ türküsünü dinlemek yaraları sarmaya yetmiyor.

Biz yerel gazeteyiz…Şile’ye değinmeden olmaz. Dere güzergahları derhal incelemeye alınmalı…Dere kenarlarında sel baskını riski taşıyan evler var. Dere yatağını daraltıp bahçesine katanlar var. Bazı yerlerde künkler koyup derelerin üzerine yol yapanlar var. Orta ölçekli yağışlarda bile bu künkler tıkanıp taşkınlar oluyor. Dereler asla künkle geçilemez. Bu felaket olur. Köylerimize dışarıdan gelerek,  yağma ve talan yapmak isteyenlere fırsat vermeyin.  Yetkililere gazetemizin bu sütunundan çağrıda bulunuyorum.

İstanbul’un, Şile’nin kamu yöneticilerine çağrımızdır.  Temmuz ayının başında  Şile’de yaşadığımız, şimdi ise, orta karadenizde yaşanan sel felaketinden ders çıkaralım. Haramilere dur diyelim. Maalesef, İstanbul’da yağmacılığı meslek edinen kesimin bir kısmı son yıllarda Şile’ye gelmeye başladı. Başta muhtarlarımız olmak üzere köy halkı, dere yataklarındaki işgalcileri ilgili kurumlara ihbar etsinler. Bana necilik yapmayalım. Yarın afet olursa, bana ne diyenin de evini su basabilir. Allah korusun. Can ve mal kaybı yaşanır. Eyvah demek fayda etmiyor. Felaket gelmeden tedbir alalım. Vatandaşlık sorumluluğu bunu gerektirir. İradesini başkasına teslim etmeyen, görevini hakkıyla yapan, mesleğini ve bilgisini cesurca insanların hizmetine adayan mühendislere ve teknik adamlara  selam olsun. Diğerlerini takdirinize havale ediyorum.

 

BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_img
spot_img
spot_imgspot_img
http://www.dusemimarlik.com/spot_img
spot_imgspot_img
spot_imgspot_img
spot_imgspot_img

POPÜLER HABERLER

 MÜHENDİSLİKTE İRADE MESELESİ

 

  13 Ağustos Cuma günü Cumhurbaşkanımız sel afetine maruz kalan bölgede açıklamalarda bulundu. Afet bölgesi ilanı, afetzedelerin zararlarının karşılanması ve diğer hususlar…

Bu yazı ile alakasına gelince…Dikkatimi çeken cümle şu…’Bundan sonra köprüleri kemerli yapacağız.’ Evet…İşte tamı tamına bu cümle…Bir tarafı ile beni yaralayan, diğer tarafı ile sevindiren cümle…Artık derelerin, nehirlerin üzerine yapılan köprüler kemerli olacak…

Yazılarımı takip eden dostlarımız şahittir. Yıllardır karayolları yetkililerine seslendim. Köprüleri kemerli yapın diye…Ne gibi? Atamız Selçuklu ve Osmanlının yaptığı gibi…Mimar Sinan’ın yaptığı gibi…Yüzyıllardır tarihi kemerli köprüleri sel almıyor.  Devletin yaptıkları ilk sel felaketinde su ile yeksan oluyor. İbret  alan, ders çıkaran yok. Yıkılanın aynısı yeniden yapılıyor. Birkaç yıl sonra, yine sel alıyor. Köprü mühendisliğinde kamu iradesi bu yönde…

Eyyy karayollarının köprü mühendisleri!…Sizde hiç akıl irade yok mu?..Bu necip milletin ekmeğini yiyorsunuz. Devletin verdiği maaş ile evinize evladınıza ekmek götürüyorsunuz. Haram zıkkım olmaz mı?.. Hiç utanma arlanma yok mu? Köprünün nasıl yapılacağını Cumhurbaşkanı söyleyecek öyle mi? Yazıklar olsun size…

Okuduğunuz okullara, sizi meslek sahibi yapan mühendislik diplomasına yazık değil mi?…İşte; iradesi olmayan, mesleğini icra etmekten aciz, sadece talimat ile iş yapmayı şiar edinen insanlar yetiştirir, yetki verirseniz olacağı bu…Yalnızca karayollarında mı?…Eski bir kamu çalışanı olarak itiraf edeyim ki, devletin bir çok kurumu böyle…

Oysa, ülkemiz inşaat sektöründe dünyanın ikinci büyük payına sahip…Bu bizi yanıltmasın…Türk inşaat firmaları dünyanın dört bir yanında çok büyük işlere imza atıyor…Tabii ki, özel sektör olarak…Özel sektörün mühendislikte iradesi dünya devleri ile yarışıyor. Devlet kurumları, özel sektörü 50 yıl geriden takip ediyor. Devletin köprü mühendisleri ise, tam 1000 yıl geride… Bilimde, mühendislikte yobazlık böyle bir şey olsa gerek…

Cumhurbaşkanımızın bu açıklaması bir tarafı ile beni yaraladı demiştim. Evet öyle…Bu memlekette köprünün nasıl yapılacağını cumhurbaşkanı tarif ediyorsa, devletin köprü mühendisleri diplomalarını yırtsınlar. Zerre  misgal yüzleri kızardı ise, o makamlardan derhal istifa etsinler. Haaa, bu teklifi onlar cumhurbaşkanına iletti iseler, daha da felaket…Acınası bir vaziyet…İradesiz, işini, yetkisini, görevini bilmeyen zavallı insanlar olduklarını beyan etmiş oldular. Talimat ile bilim, talimat ile mühendislik olmaz.

Sevindiren tarafı ise şudur. Hiç olmazsa bundan sonra köprüler doğru düzgün yapılır. Dağdan sel ile gelen odunlar, tomruklar köprüleri alıp götürmez. Talimat ile de olsa, işin doğrusu yapılır. Zararın neresinden dönülürse kardır misali…Bu kadar acı tecrübeden sonra…

İradesizlik, sorumsuzluk sadece bu sahada değil…Dere yatağına kurulan şehirlerden kim sorumlu?…Bozkurt ilçesinde Ezine çayının yatağının 400 metre genişlikte olduğunu ancak, sonradan 15 metreye daraltıldığını bir bilim adamı ifade etti. Dereyi, beton duvarların içine sıkıştırmışlar güya…Üstün zekalı varlıklar….Sel felaketinin en temel sebebi budur. Bunun sorumlusu kim?…Bunu yapan şehir plancısı, mimarı, mühendisi, siyasetçisi…Eğer vicdanları varsa, yürekleri sızladı mı?…İradesini, yetkisini insanları felakete götürecek şekilde kullananlar hesap vermeyecek mi?  Hayatını kaybeden onlarca insana yazık değil mi?…

Mesleğimiz icabı olsa gerek. Gezdiğim yerlerde, yapılaşma ve şehirciliğe dikkat ederim… Şehrin içinden geçen nehirin, istinat duvarının üstüne yapılan apartmanlar, kamu binaları gördüm. Bu projeleri yapan, uygulayan ve denetleyenler mühendislik mesleğine ihanet etmiyor mu? Özellikle, Karadeniz bölgesinde Bozkurt ilçesi benzeri akarsu yatağına kurulmuş 5-10 tane şehir sayabilirim. Derhal bu yerleşim birimleri taşınmalıdır. Bu iradeyi devletten, yerel yönetimlerden bekliyoruz. Rahmetli Yıldıray Çınar’ın yanık sesinden ‘Çarşambayı sel aldı’ türküsünü dinlemek yaraları sarmaya yetmiyor.

Biz yerel gazeteyiz…Şile’ye değinmeden olmaz. Dere güzergahları derhal incelemeye alınmalı…Dere kenarlarında sel baskını riski taşıyan evler var. Dere yatağını daraltıp bahçesine katanlar var. Bazı yerlerde künkler koyup derelerin üzerine yol yapanlar var. Orta ölçekli yağışlarda bile bu künkler tıkanıp taşkınlar oluyor. Dereler asla künkle geçilemez. Bu felaket olur. Köylerimize dışarıdan gelerek,  yağma ve talan yapmak isteyenlere fırsat vermeyin.  Yetkililere gazetemizin bu sütunundan çağrıda bulunuyorum.

İstanbul’un, Şile’nin kamu yöneticilerine çağrımızdır.  Temmuz ayının başında  Şile’de yaşadığımız, şimdi ise, orta karadenizde yaşanan sel felaketinden ders çıkaralım. Haramilere dur diyelim. Maalesef, İstanbul’da yağmacılığı meslek edinen kesimin bir kısmı son yıllarda Şile’ye gelmeye başladı. Başta muhtarlarımız olmak üzere köy halkı, dere yataklarındaki işgalcileri ilgili kurumlara ihbar etsinler. Bana necilik yapmayalım. Yarın afet olursa, bana ne diyenin de evini su basabilir. Allah korusun. Can ve mal kaybı yaşanır. Eyvah demek fayda etmiyor. Felaket gelmeden tedbir alalım. Vatandaşlık sorumluluğu bunu gerektirir. İradesini başkasına teslim etmeyen, görevini hakkıyla yapan, mesleğini ve bilgisini cesurca insanların hizmetine adayan mühendislere ve teknik adamlara  selam olsun. Diğerlerini takdirinize havale ediyorum.

 

BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

spot_img
spot_img
spot_img
spot_imgspot_img
spot_imgspot_img
spot_imgspot_img
http://www.dusemimarlik.com/spot_img

POPÜLER HABERLER