Dalgınlık bilinci en kısa anlatımı ile gözün daldığı veya istem dışı herhangi birşeye odaklanıldığı zamandır. Bilinçaltı ve bilinç üstünün birbirine en yakın olduğu ve potansiyelleri aktive etmenin en kolay olduğu bir bilinç düzeyidir. Çalışmanın amacı bu istem dışı oluşan dalgınlık bilincinden istemli olarak yararlanarak fırsata çevirmektir.

Dalgınlık bilinç seviyesine kasıtlı olarak ulaşmak için en kolay yol nefes alışverişlerini bir süre takip etmektir. Nefesi takip etmenin birçok farklı yolu olabileceği gibi, alışılmış nefes alma şekillerini ezbere uygulamak kolaylık sağlayabilir.

Uygulama yapmak için gözlerinizi kapatarak normal bir şekilde burnunuzdan nefes alıp vermeye başlayın. Yaklaşık bir dakika boyunca nefesinizi derin ve yavaş olmak şartıyla burnunuzdan alıp burnunuzdan verin. Daha sonra iki dakika boyunca daha fazla rahatlamak amaçlı burnunuzdan alıp ağzınızdan verin. Son olarak gözlerinizi kapatın ve dört dakika boyunca ağzınızdan nefes alıp burnunuzdan vererek nefes alışverişlerinizi iyice yavaşlatın.

Şimdi dalma bilinç seviyesine yaklaşmış olmalısınız. Nefes alışveriş uygulamalarını her bir seferde iki katına çıkacak şekilde uyarladım ki şaşırmayın ya da dalma bilinç düzeyine erken zamanda geçmeyin. Nefes sayılarını gözler kapalı olduğu için parmaklarınızla saymanızda bir sorun yoktur. Dalma bilinç seviyesi için başlangıç düzeyinde bir algı oluşturmak için bu nefes alışverişlerini uygulamanız yeterlidir. Daha fazlası uyku veya kontrolsüz dalma hali yaratır ki bu bizim istediğimiz bir durum değildir.

Dalma anlarında bir üst farkındalık boyutuna geçmek için öncesinde her an farklı bilinç seviyeleri içinde olduğumuz hakkında ön kabullere ve geniş bir bilgi zeminine ihtiyaç vardır. Bu sebeple kurgu ile gerçekliğin ayrıştırılarak bilincin önündeki sınırsız potansiyellere açık hale gelmek gerekir.

Dalma anında ortaya çıkan bilinç durumunu yönetmeye başladığınızda farkındalığın farkına varacaksınız. Farkındalığın farkı, tam o anda aslında kendinde olmadığından haberdar olmak şeklinde veya daha fazla kendinde olunabileceğinin anlaşılması olarak açıklanabilinir. Kendinde olmadığınız zamanlarda algıladığınız duyumsamalar gerçeklik algınızı derinden değiştirebilecek düzeyde etkili olabilir.

Gerçeklik algısını hissederken daha üst bir gerçeklik durumunun var olduğunu şu an her ne kadar gerçek gibi algılasam da kurgu dünyasında olabileceğimi algılamanın öğrenileceği bir zihin eğitimidir. Diğer zihin eğitimlerinden farkı durumu değiştirmeden kendi içinde daha uyanık ve daha farkında olmak amaçlı otomatik pilottan çıkıp manuel kullanıma geçmektir.

Bu karışıklığı önlemek için bilinçli hayal kurmak seçeneğini de dikkate almak gerekir. Gerçeklik algısı deneyimin algısal düzeyini anlatmaktan çok sezgisel anlamını vurgulamak için kullanılır. Burada en önemli nokta sezgidir. Farklılığın farkına varmak zihnin potansiyellerini normal bilinçlilik durumunun açıklayabileceğinden çok daha farklı bir şekilde açıklar çünkü bu yolla farkında olduğumuzda bunu anlarız.

Dalgın olma durumundaki bu farkındalık durumunun algılanmasında herhangi bir fizyolojik farkındalık yoktur. Dış görünüşe göre bilinçsiz görünsenizde, içsel olarak hayal gören zihnimizde tam olarak farkında olduğunuz söylenebilir. Farkındalığın farkını yakalama bilinç düzeylerinde kişi günlük yaşamını anımsar ve tam bir uyanıklık düzeyine ulaşır. Fakat dalgınlık hali bölünmemiştir, derin ve tazeleyicidir. Bu durum aynı anda hem uyanık hem uykuda olmak gibi görünebilir.

Frankfurt Üniversitesi’nin nöroloji klinikleri ve Max Planck Psikiyatri Enstitüsü’nün bulgularına göre kişi kurgunun kontrolü ele aldığı zaman beyin fizyolojisinde belirli değişiklikler görülmektedir. Bilim adamları manyetik rezonans tomografisi ve EEG gibi beyni görüntüleyen teknolojiler kullanarak “farkındalığın farkı” anını ve bunun nörofizyolojik bağıntılarını saptayabilmektedirler.

Araştırmacılar bir üst gerçekliğe uyanma ve dalma durumundan, tanımlanabilir ve ölçülebilir farkları olan melez bir bilinçlilik durumuna geçilebildiği sonucuna vardılar. Bu bilinçliliğe rüya içinde ulaşıldığı zaman, öz değerlendirme ve öz idrak ile ilgili faaliyetlerin saniyeler içinde önemli oranda arttığını keşfettiler. Bilimsel kurumlardan daha önce pek çok tepki ve kuşku alan hem uykuda hem de farkında olma paradoksu, beynin iki ayrı bölgesinin eş zamanlı olarak nasıl uyarılabileceğinin anlaşılamadığının göstergesiydi.

Dalma anlarında bilinçli kalmayı başaranları şaşırtan şey, gerçekliğin sorgulanabilir olduğunun anlaşılmasıdır. Zihin özenle karmaşıklaştırılmış bir yapıdır ki genellikle uyanma anındaki gerçeklik kadar gerçektir. Aslında o kadar gerçek gibi görünebilir ki, uyanma gerçekliği ile ilgili algılarımızı sorgulamaya başlar ve insan aklının yaratıcı yeteneklerinden hayrete düşebiliriz.

Dalma anı o kadar özenli bir gerçeklikte tasarlanır ki bazı araştırmacılar bunun bilinçsiz bir an olmadığı ve başka bir boyuta geçtikleri gibi cesur bir sonuca varabilirler. Aslında gerçekten de kendi zihinlerinde başka bir boyuta geçerler. Bu, durum dalma anlarında kişilerin gerçeklikle olan bağlarını kopardıkları anlamına gelmez. Tam tersine düşler dünyasının inandırıcı gerçekliğine kapıldığımız ve bunun bir yanılsama olduğunu kavradığımız zaman, kendi kendini yanıltma durumunu algılamak için daha donanımlı oluruz. Bu bizim ayaklarımızın yere daha sağlam basmasını ve daha bilinçli kalmamızı sağlar.

Eğer şimdiye kadar dalma anı yaşamamışsanız ya da hala nasıl bir şey olduğundan emin değilseniz, buna zaman ayırın.

Esasen bir dalma halinde beyin, hayal sahnesinin işlevsel gerçekliğini kurmak için inanılmaz derecede ayrıntılı üç boyutlu tasarımlar oluştururken, diğer bir bölümü de bu tasarımlarla gerçek zamanda etkileşime girmektedir. Yani, hem yaratıcı hem yaratılan; hem tasarlayan hem de tasarlanan konumunda olur. Bu kafa karıştırıcı süreç, beynin sonsuz potansiyelini açığa çıkarır, çünkü dalma anlarında bilinçsizliğimizin içinde bilinçliyizdir. Bu da psikolojik boyutlar ve prototipler ile görünüşte daha somut bir düzeyde doğrudan etkileşime girme şansını artırır.

Bilinçli dalma zaten var olan sihri görmemize yardım eder. Düşünceler yoluyla var olan sihri görmeyi öğrenirken, dalma hali bize rüya büyüsünün deneyimini yaşatır. Tam bir dalma halinde zihinsel uyanıklığın kalitesi, sürece doğrudan katılmamızı ve onu etkilememizi sağlar. Yeteri kadar kontrol olduğunda, uyanık halimizle aynı öz bilinçlilik derecesinde hayal görebiliriz. Aslında dalgın bir bilinç halinde olduğumuzu bilir, bir önceki anı hatırlar ve durumu değiştirmeden kendi farkındalığımıza geçeriz.

Dalma anlarında düşünceye hükmetmek kolay değildir fakat pek çok psikolojik ve ruhsal yararıyla yaşayabileceğimiz en heyecan verici ve ödüllendirici deneyimlerden olduğunu bilmeliyiz. Bu tamamen güvenli bir eğitimdir. Bu eğitim her yaştaki ve yetenekteki insanlara açıktır ve kendi psikolojimizi kavramamıza olanak sunar.

Albert Einstein, kaybettiği bir yakınının yasını tutan bir arkadaşına yazdığı mektupta “Bir insan, kendini, düşüncelerini ve duygularını geri kalan her şeyden ayrılmış bir şekilde yaşar. Bu sanki bilinçliliğinin optik bir yanılsamasıdır. Bu yanılsamanın üstesinden gelebilmek için tam bir zihinsel barışa ulaşmak gerekir.” diyerek bir şekilde bilinçli dalma konusunda deneyimli olduğunu göstermiştir.

Bilinçli dalma uygulamalarıyla, bizden ayrı gibi görünebilecek olsa da aslında bizim içimizde olan bu yanılsamayı tam bir gerçeklik yaşayarak yenebiliriz. İkiliğin bir yanılsama olduğu kavramına ulaşırız. Dalma anında biz her şeyiz. Bu deneyim uyanma durumumuzdaki izole edilmişlik duygusunu giderebilir ve yükselmiş üstatların ifade ettiği teklik kavramına uyanmamıza yardımcı oluruz.

Dalma anları gerçek veya gerçek olmayan diye net olarak ayrılamaz. Dalma anında oluşan farkındalık derecelerini esas alan bilinçlilik, şaşkınlıkla tam bilinçli farkındalık arasında değişen duygu durumlarını gösteren bir yelpaze ile yorumlanır.

Bu konuyu basit bir şekilde sınflandırarak dört ana gruba ayırabiliriz: Genellikle birinci aşama ikinci aşamaya yol açsa da bu geçiş her zaman doğrusal olmak zorunda değildir; bazı ani farkındalık patlamaları sayesinde kendimizi doğrudan üçüncü veya dördüncü aşamada bulmamız da olağandır. Bilinçli dalma aşamaları nefes eğitiminin ayrılmaz parçalarıdır. Eğitmen eşliğinde yapılması çok daha kolay netice alınmasını sağlayabilir.

Mustafa kartal

Dalgınlık bilinci en kısa anlatımı ile gözün daldığı veya istem dışı herhangi birşeye odaklanıldığı zamandır. Bilinçaltı ve bilinç üstünün birbirine en yakın olduğu ve potansiyelleri aktive etmenin en kolay olduğu bir bilinç düzeyidir. Çalışmanın amacı bu istem dışı oluşan dalgınlık bilincinden istemli olarak yararlanarak fırsata çevirmektir.

Dalgınlık bilinç seviyesine kasıtlı olarak ulaşmak için en kolay yol nefes alışverişlerini bir süre takip etmektir. Nefesi takip etmenin birçok farklı yolu olabileceği gibi, alışılmış nefes alma şekillerini ezbere uygulamak kolaylık sağlayabilir.

Uygulama yapmak için gözlerinizi kapatarak normal bir şekilde burnunuzdan nefes alıp vermeye başlayın. Yaklaşık bir dakika boyunca nefesinizi derin ve yavaş olmak şartıyla burnunuzdan alıp burnunuzdan verin. Daha sonra iki dakika boyunca daha fazla rahatlamak amaçlı burnunuzdan alıp ağzınızdan verin. Son olarak gözlerinizi kapatın ve dört dakika boyunca ağzınızdan nefes alıp burnunuzdan vererek nefes alışverişlerinizi iyice yavaşlatın.

Şimdi dalma bilinç seviyesine yaklaşmış olmalısınız. Nefes alışveriş uygulamalarını her bir seferde iki katına çıkacak şekilde uyarladım ki şaşırmayın ya da dalma bilinç düzeyine erken zamanda geçmeyin. Nefes sayılarını gözler kapalı olduğu için parmaklarınızla saymanızda bir sorun yoktur. Dalma bilinç seviyesi için başlangıç düzeyinde bir algı oluşturmak için bu nefes alışverişlerini uygulamanız yeterlidir. Daha fazlası uyku veya kontrolsüz dalma hali yaratır ki bu bizim istediğimiz bir durum değildir.

Dalma anlarında bir üst farkındalık boyutuna geçmek için öncesinde her an farklı bilinç seviyeleri içinde olduğumuz hakkında ön kabullere ve geniş bir bilgi zeminine ihtiyaç vardır. Bu sebeple kurgu ile gerçekliğin ayrıştırılarak bilincin önündeki sınırsız potansiyellere açık hale gelmek gerekir.

Dalma anında ortaya çıkan bilinç durumunu yönetmeye başladığınızda farkındalığın farkına varacaksınız. Farkındalığın farkı, tam o anda aslında kendinde olmadığından haberdar olmak şeklinde veya daha fazla kendinde olunabileceğinin anlaşılması olarak açıklanabilinir. Kendinde olmadığınız zamanlarda algıladığınız duyumsamalar gerçeklik algınızı derinden değiştirebilecek düzeyde etkili olabilir.

Gerçeklik algısını hissederken daha üst bir gerçeklik durumunun var olduğunu şu an her ne kadar gerçek gibi algılasam da kurgu dünyasında olabileceğimi algılamanın öğrenileceği bir zihin eğitimidir. Diğer zihin eğitimlerinden farkı durumu değiştirmeden kendi içinde daha uyanık ve daha farkında olmak amaçlı otomatik pilottan çıkıp manuel kullanıma geçmektir.

Bu karışıklığı önlemek için bilinçli hayal kurmak seçeneğini de dikkate almak gerekir. Gerçeklik algısı deneyimin algısal düzeyini anlatmaktan çok sezgisel anlamını vurgulamak için kullanılır. Burada en önemli nokta sezgidir. Farklılığın farkına varmak zihnin potansiyellerini normal bilinçlilik durumunun açıklayabileceğinden çok daha farklı bir şekilde açıklar çünkü bu yolla farkında olduğumuzda bunu anlarız.

Dalgın olma durumundaki bu farkındalık durumunun algılanmasında herhangi bir fizyolojik farkındalık yoktur. Dış görünüşe göre bilinçsiz görünsenizde, içsel olarak hayal gören zihnimizde tam olarak farkında olduğunuz söylenebilir. Farkındalığın farkını yakalama bilinç düzeylerinde kişi günlük yaşamını anımsar ve tam bir uyanıklık düzeyine ulaşır. Fakat dalgınlık hali bölünmemiştir, derin ve tazeleyicidir. Bu durum aynı anda hem uyanık hem uykuda olmak gibi görünebilir.

Frankfurt Üniversitesi’nin nöroloji klinikleri ve Max Planck Psikiyatri Enstitüsü’nün bulgularına göre kişi kurgunun kontrolü ele aldığı zaman beyin fizyolojisinde belirli değişiklikler görülmektedir. Bilim adamları manyetik rezonans tomografisi ve EEG gibi beyni görüntüleyen teknolojiler kullanarak “farkındalığın farkı” anını ve bunun nörofizyolojik bağıntılarını saptayabilmektedirler.

Araştırmacılar bir üst gerçekliğe uyanma ve dalma durumundan, tanımlanabilir ve ölçülebilir farkları olan melez bir bilinçlilik durumuna geçilebildiği sonucuna vardılar. Bu bilinçliliğe rüya içinde ulaşıldığı zaman, öz değerlendirme ve öz idrak ile ilgili faaliyetlerin saniyeler içinde önemli oranda arttığını keşfettiler. Bilimsel kurumlardan daha önce pek çok tepki ve kuşku alan hem uykuda hem de farkında olma paradoksu, beynin iki ayrı bölgesinin eş zamanlı olarak nasıl uyarılabileceğinin anlaşılamadığının göstergesiydi.

Dalma anlarında bilinçli kalmayı başaranları şaşırtan şey, gerçekliğin sorgulanabilir olduğunun anlaşılmasıdır. Zihin özenle karmaşıklaştırılmış bir yapıdır ki genellikle uyanma anındaki gerçeklik kadar gerçektir. Aslında o kadar gerçek gibi görünebilir ki, uyanma gerçekliği ile ilgili algılarımızı sorgulamaya başlar ve insan aklının yaratıcı yeteneklerinden hayrete düşebiliriz.

Dalma anı o kadar özenli bir gerçeklikte tasarlanır ki bazı araştırmacılar bunun bilinçsiz bir an olmadığı ve başka bir boyuta geçtikleri gibi cesur bir sonuca varabilirler. Aslında gerçekten de kendi zihinlerinde başka bir boyuta geçerler. Bu, durum dalma anlarında kişilerin gerçeklikle olan bağlarını kopardıkları anlamına gelmez. Tam tersine düşler dünyasının inandırıcı gerçekliğine kapıldığımız ve bunun bir yanılsama olduğunu kavradığımız zaman, kendi kendini yanıltma durumunu algılamak için daha donanımlı oluruz. Bu bizim ayaklarımızın yere daha sağlam basmasını ve daha bilinçli kalmamızı sağlar.

Eğer şimdiye kadar dalma anı yaşamamışsanız ya da hala nasıl bir şey olduğundan emin değilseniz, buna zaman ayırın.

Esasen bir dalma halinde beyin, hayal sahnesinin işlevsel gerçekliğini kurmak için inanılmaz derecede ayrıntılı üç boyutlu tasarımlar oluştururken, diğer bir bölümü de bu tasarımlarla gerçek zamanda etkileşime girmektedir. Yani, hem yaratıcı hem yaratılan; hem tasarlayan hem de tasarlanan konumunda olur. Bu kafa karıştırıcı süreç, beynin sonsuz potansiyelini açığa çıkarır, çünkü dalma anlarında bilinçsizliğimizin içinde bilinçliyizdir. Bu da psikolojik boyutlar ve prototipler ile görünüşte daha somut bir düzeyde doğrudan etkileşime girme şansını artırır.

Bilinçli dalma zaten var olan sihri görmemize yardım eder. Düşünceler yoluyla var olan sihri görmeyi öğrenirken, dalma hali bize rüya büyüsünün deneyimini yaşatır. Tam bir dalma halinde zihinsel uyanıklığın kalitesi, sürece doğrudan katılmamızı ve onu etkilememizi sağlar. Yeteri kadar kontrol olduğunda, uyanık halimizle aynı öz bilinçlilik derecesinde hayal görebiliriz. Aslında dalgın bir bilinç halinde olduğumuzu bilir, bir önceki anı hatırlar ve durumu değiştirmeden kendi farkındalığımıza geçeriz.

Dalma anlarında düşünceye hükmetmek kolay değildir fakat pek çok psikolojik ve ruhsal yararıyla yaşayabileceğimiz en heyecan verici ve ödüllendirici deneyimlerden olduğunu bilmeliyiz. Bu tamamen güvenli bir eğitimdir. Bu eğitim her yaştaki ve yetenekteki insanlara açıktır ve kendi psikolojimizi kavramamıza olanak sunar.

Albert Einstein, kaybettiği bir yakınının yasını tutan bir arkadaşına yazdığı mektupta “Bir insan, kendini, düşüncelerini ve duygularını geri kalan her şeyden ayrılmış bir şekilde yaşar. Bu sanki bilinçliliğinin optik bir yanılsamasıdır. Bu yanılsamanın üstesinden gelebilmek için tam bir zihinsel barışa ulaşmak gerekir.” diyerek bir şekilde bilinçli dalma konusunda deneyimli olduğunu göstermiştir.

Bilinçli dalma uygulamalarıyla, bizden ayrı gibi görünebilecek olsa da aslında bizim içimizde olan bu yanılsamayı tam bir gerçeklik yaşayarak yenebiliriz. İkiliğin bir yanılsama olduğu kavramına ulaşırız. Dalma anında biz her şeyiz. Bu deneyim uyanma durumumuzdaki izole edilmişlik duygusunu giderebilir ve yükselmiş üstatların ifade ettiği teklik kavramına uyanmamıza yardımcı oluruz.

Dalma anları gerçek veya gerçek olmayan diye net olarak ayrılamaz. Dalma anında oluşan farkındalık derecelerini esas alan bilinçlilik, şaşkınlıkla tam bilinçli farkındalık arasında değişen duygu durumlarını gösteren bir yelpaze ile yorumlanır.

Bu konuyu basit bir şekilde sınflandırarak dört ana gruba ayırabiliriz: Genellikle birinci aşama ikinci aşamaya yol açsa da bu geçiş her zaman doğrusal olmak zorunda değildir; bazı ani farkındalık patlamaları sayesinde kendimizi doğrudan üçüncü veya dördüncü aşamada bulmamız da olağandır. Bilinçli dalma aşamaları nefes eğitiminin ayrılmaz parçalarıdır. Eğitmen eşliğinde yapılması çok daha kolay netice alınmasını sağlayabilir.

Mustafa kartal