Köylerde çınar ağaçları etrafında toplanarak başlamıştır meydan oluşumları ve bu meydanlara çıkan yollar da önemli caddeler haline dönüşmüştür. Coğrafyaya, iklime, ticarete, ihtiyaçlara göre zamanla şekillenmiştir kasabalar. Kimileri çok büyümüş şehirleşmiştir kimileri eski halinde kalıp hala cazibesini korumuştur. Çoğu da planlama yapılmadan kendi haliyle gelişip ilk özelliklerini kaybetmişlerdir.
Şile’de de merkez yerleşimin başladığı günlerden beri popülerliğini sürdüren bir caddemiz var; Üsküdar caddesi
Kim önüne “ prestij “ kelimesini ekleyip Şile’nin prestij caddesi dedi bu caddeye bilmiyorum ama sanki pek doğru bir yakıştırma olmamış, zira prestijin kelime karşılığı saygı ve bu caddeye kimsenin uzun yıllardır saygı duyduğu yok. Gerçi cadde sakinleri artık dondurma caddesi diyorlar, çok da güzel dondurmacılar var caddemizde belki buradan saygınlık kazandırabiliriz. Bir dönem yakıştırılan çekirdekçi caddesinden iyidir…
Kısır bir döngü içinde senelerdir Üsküdar Caddesi ile alakalı tartışmalar bitmiyor. Zemin değişti, kaldırımlar değişti, zemin bir daha değişti, alt yapı değişti, cepheler değişti, tabelalar değişti, cepler değişti, açılış-kapanış saatleri değişti ama tartışmalar değişmiyor. Kimse de demiyor her şey değişiyor ama bizim tartışmalarımız bitmiyor, sorun nerede?
Daha önceleri Şile’nin merkezi Üsküdar caddesinin 300 metrelik kısmıydı. Tüm alış veriş , her şey burada dönüyordu. Kasabanın otobüs terminali ile belediye binasını birbirine bağlayan ana arterdi bu cadde. Her gelenin bir şekilde mecbur olduğu bir güzergahı içeriyordu . Terminal meydanı ve beraberindeki ticaret merkezin dışına çıkmasıyla meşhur caddemizin kaderi de değişmeye başladı. Bu değişim kaçınılmaz bir ihtiyaçtı ama bu değişimin getirecekleri için kimse kafa yormadı, bugünler için planlama yapmadı. Herkes yeni dükkanlar bitsin yerleşelim ,her şey eskisinden daha iyi olacak umudundaydı. Terminal gibi ağır bir top ve beraberindekilerin olmadığı yerde her şey nasıl daha iyi olabilirdi ki !
Üsküdar caddesi kasabanın ana merkeziyken yeni alternatif alanlar da oluşmaya başladı. Cumhuriyet caddesi ana trafik güzergahı olması şansıyla alış veriş merkezine dönüştü ( not düşelim buraya, bu caddenin sonu da pek iç açıcı değil ), liman bölgesi , dolgu alanı alternatif bölgeler olmaya başladılar. Üniversite yakınlığı avantajıyla Kumbaba caddesi farklı bir merkez oldu.
Bu arada Üsküdar caddesi az önce bahsettiğim gibi hep süslenmekle meşguldü. Süslendikçe güzelleşiyor caddemiz, doğrusuyla yanlışıyla güzelleşiyor ama bu caddenin önceliği güzelleşmek mi !!
Ulaşılamazsan, farklı olmazsan, merak uyandırmazsan ne kadar güzel olursan ol evde oturur koca adayını beklersin, kapının önünden geçen geçer senin varlığından, çekiciliğinden, özelliklerinden habersizce…. Tabi sahipsen !!!
Söz konusu 300 metrelik alanda 35 civarı araç park yeri var. Tüm caddeyi parklanmaya açsan bu rakam üç basamaklı sayılara çıkmıyor. Cadde başında oturup bir Pazar günü geçen araçları saydım. 8-9 Bin araç geçti. Bir daha yazayım dokuzbin araç bir günde !!! 35 park alanı ve 9.000 araç . Bu araçlar sadece karbondioksitlerini caddeye bırakıp yollarına devam ediyorlar. Başka seçenekleri de yok ki ! 100 araçlık park yeri olsa , hep dolacak ve hiç bir zaman park yeri olmayacak. Temel sorun bu caddeye araçlarıyla gelenlerin bu caddede ne aradıklarını bilmeden gelmeleri, neler olduğunu bilmemeleri ve araçlarını bir yere park edip mutlaka gelelim hissinde, ihtiyacında olamamaları … Özetle Toplantılarda, sohbetlerde sıkça örneklenen İstiklal caddesi, Bahariye caddesi, Bodrum barlar sokağı, İzmir Sevgi Yolu , Kordon caddeleri gibi bir marka cadde değil Üsküdar caddesi . Tüm paydaşlarla ve dışarıdan bakan gözlerle bir arada düşünüp, taşınıp planlamayla markalaşıyorsunuz ve bu da biraz zaman alıyor…
Caddenin sıkıntısı teknik olarak Ahmetli kavşağından başlıyor. Şile’nin ana girişinde yer alan yanlış, gereksiz yönlendirmeler merkeze etki ediyor. Uzunkum a , Şile Feneri ne, Limana gidecek araçlar Üsküdar caddesine geliyor. Özellikle yaz aylarında geçen araçlara sorun nereye gittiklerini ,aldığınız cevapların yazdıklarımı desteklediğini göreceksiniz, çünkü bu testi de yaptım. Şile içinde hareket eden misafir araçlar kafası kesik horoz misali dolanıyorlar. Karbon ayak izi , çevre kirliliği vs hiç girmeyeyim Nurcan’ın tam sayfayı ayırması gerekir…
Dönelim tekrar araç parklanmasına. Katlı otoparkımız var , Üsküdar caddesinin girişinde otoparkı gösteren tabela 20 m2 lik gıd gıd gıdak tavuk reklamının yanında 0.5 m2 bile değil. Otoparktan nerelere nasıl gidileceği belirsiz, kentin haritası bile yok. Gelen milyonlar Ocaklı Ada etrafını hala Ağlayankayalar sanıyor . Otoparkın giriş çıkışı işgal edilmiş durumda ,hep bir kaos yaşanıyor. Misafirler otoparkın 30 dk ücretsiz olduğunu da bilmiyorlar, asansörle Üsküdar caddesine çıkabileceklerini de …Bu konular buraya yazarak bitecek gibi değil, tek tek analiz edilip çözümlenmesi gerekli önemli konular.
Üsküdar caddesi sorunlara sahip ama güzelliklere de sahip , yeter ki siz dezavantaj olarak gördüklerinizi avantaja çevirin . Caddeyi dolgu alanına bağlayan ve doğru düzenlemelerle caddeye de dolgu alanına da çok büyük işlevsellik ve fonksiyon katacak merdivenleri kastediyorum. Dört adet çok güzel ara iniş var ve bunlar kullanılmıyor. Aydınlatma, çevre düzenlemesi ile tek başına marka olur bu merdivenler , dolgu alanında kullanılmayan otoparklara bağlantıyı da sağlamış olursunuz. Kimse yürüyen merdiven vs demesin çünkü buraya değer katacak olan ilkelliktir, sadece kullanımı uygun yapılsın yeterli… Akdeniz ülkeleri sahil bandında yüzlerce örnekleri mevcut. Alın size bir “ neden” …
Pandemi süreci dışında Şile’ye hafta sonları ortalama 200 tur otobüsü gelirdi. Şile içindeki trafik kaosu ve kendilerine park yeri ayrılmadığı için bu otobüsler artık merkeze girmemeyi, girseler bile park etmeden gezmeyi tercih ediyorlar. Halbuki eskiden gruplar Üsküdar caddesinde cirit atarlardı, ekonomiye katkıda bulunurlardı. Tur otobüslerinin, grup gezilerinin sayısı artacak ama yine park edemeyecekler. Bu konuda Üsküdar caddesini de genel Şile’yi de mutlu edecek çok pratik ve çabuk çözülecek bir plan var, isteyene ayrıca anlatırım. Turistlerin Şile de tüketim yapmalarını, onların ilçemizden mutlu ayrılmalarını sağlamak hepimizin borcu ama “prestij “ caddemizi bile gezemeyen bir potansiyelden bahsediyoruz. Çözüm önerileri dikkate alınmazsa ne olacağını bir örnekle açıklayayım ki bu örnek hepimizin ayıbı…
Şile tarihinin en eski ve önemli oteli olan Değirmen Otel uzun süredir kapalı , ticari nedenlerden dolayı bu durumda otel ve sıkıntılar aktarıldığında kimse yardımcı olmadı, olamadı. Yeni meydan yapıldıktan sonra tur otobüslerinin Değirmen Otel, Grand Otel , Şile Butik Otel, Rüya Motel bölgesine gitme şansı kalmadı çünkü dönüş imkanı yeni planla iptal oldu ve dolayısıyla acentelerin tercihlerini negatif etkileyen bir durum oluştu. Turizm ilçesiyiz ya !!! Şile’de ne kadar az misafir caddelerde o kadar az tüketim…
Belediye güzel dekoratif çalışmalar hazırlığında , şık aydınlatmalar yapılacakmış. Bunların anlam içermesi için caddenin kimliğinin oluşması şart. Bir kısmından bahsettiğim konular ve farklı fikirler çalışılmazsa 3-5 sene sonra başka dekoratif çalışmalarla çare aranır.
Üsküdar caddesinin saygı duyulan bir cadde olması için ulaşılabilir bir cazibe merkezi olması şarttır. Gazete köşelerine sığamayacak kadar çok konunun paydaşlarıyla tartışılması önceliktir. Şile’ye gelenlerin Üsküdar caddesini deneyimlemeden dönmemelerini sağlamalıyız. Caddenin esnafının da tarihten dersler alması ama sadece tarihle yaşamayıp kendini güncellemesi şart. Şark Han dan Çin mallarıyla, kilo ile alınan takılarla, haşlama mısırla, çayla, kahveyle farklı olamazsınız. Dekorasyona , farklılıklara , doğallığa önem vermek ve bunları güler yüzle yapmak zorundayız. Farklı olup farkınızı gösteremezseniz günümüzde hiçsiniz…
Cadde : Kent içinde, küçük yolların kendisine açıldığı geniş, büyük yol
Küçük yolların neredeyse hepsi kapalı ya da unutulmuş durumda. Üsküdar Caddesi Şile’nin ana damarı ve ana damara giden ara yollar çalışmazsa kan akışı sağlıklı olmaz…
Dip not: Şile merkez caddelerinde trafik yoğunluğunun artmasına neden olan en büyük etken kamu araçları ve çalışanların araçlarıdır. Kurumlar için personel servisleri ve vatandaş için merkez ring servisi acil ihtiyaç…